28 Haziran 2013 Cuma

Ben Demedim Einstein Demiş!


Valla iyi hoş demiş de günümüzde bir çok akademik yerde bu denklem Ego'ya doğru tek taraflı hale gelmiş:-( Bilimin reklamı olmaz diye düşünüyordum ama bu hafta öğrendim ki aslında OLMAZ diye bir kavram yokmuş! Bu devirde pazardaki herşeyin müşterisi var!

26 Haziran 2013 Çarşamba

Transparanlığını Yirim:-)

Eğitim hayatım boyunca ne yaz okuluna gittim ne de yazlık okul disiplininden haz aldım. Ama üç senedir hangi akademik fikri korumaya çalışıyorsam artık, havanın sıcaklığı 40 dereceyken bile ve yapılacak hiç bir şeyim yokken dımdızlak okulda bekçi gibi bulunmak zorundayım! A. Bey beni görmeyince kahroluyor olsa gerek ki  bulduğu her fırsatta "seni her gün okulda istiyorum!" diyor. Bir bakalım Okul bunu istiyor mu acaba? Ya da ninemle yaşıt olmak üzere olan Ben bunu yaparken keyif alıyor muyum? Kim takmış ki bunları!!!:-( 
Keşke herkes bu kelebekler kadar şeffaf olsu!














25 Haziran 2013 Salı

Bir Doz Aşkla Dünya Nasıl Olurdu Acaba?


Benim savunduğum ideolojinin videoya çevrilmiş hali:-) Sen kendi üstüne düşeni yap diğerlerinden görevinin farkında olmaması çok da önemli değil aslında. Şairimin de dediği gibi "vicdan Allah'ın sesidir!" onu duymazlıktan gelsen de asla susturamazsın.

24 Haziran 2013 Pazartesi

I.Hanııım! Saatçi Geldi!

Çöpün böyle yarayışlı hallerini seveyim:D






Sensiz Hayat...

Sim Simciğim, başka adı emektar iPad'ım bağımsızlığını ilan edip bensiz doğu avrupa turuna çıktı! Ben de bir süreliğine Pinterest'siz, bussu'suz ve AZ oyunlu hayata dönmek zorunda kaldım:-) Şu an canım George'umun (Laptopum) ne çektiğini daha iyi anlıyorum! Gerçi o benim günlük web gezilerimden görsel medyaya hizmet ederek terfi etti;-); TV'ye bağlayıp uluslararası yayınlara açtım. Umarım Sim Sim bir an evvel güzel hatıralarla geri gelir:-) 




21 Haziran 2013 Cuma

'Bazen' Biriktiriyorum!

Bazen arkadaşlık Sınıf, biz de inancımızın boyutuna göre Sevgi sıralarına dizilmiş öğrencilerden farksız oluruz! Muhabbetimizin ağırlığına göre aralıklarla sınavlara tabi tutuluruz; kimimizin sevgisi tüm sınıftakileri geçirecek kadar kılavuzluk yapar diğerlerine. Bazılarımız ise, sınıfı geçene kadar arkadaşlığı kopya çekmek için kullanır! Bazen kendimizi sınava çekip sınıfta bırakırız, bazen de Arkadaşlık bu sınavlarda sıfır çeker! Ne yazık ki, bazen de biz ile arkadaşlık mezun olurken arkadaş sandıklarımız yerinde sayar:-(
Kimi zaman sınavlarda biriktirdiğimiz şüpheler beyaz günlerimizi karartır. Bazen de sevgimiz karşısında bize hediye verilen yıldızlar gecelerimizi aydınlatır... 


16 Haziran 2013 Pazar

İnsan Nimet mi?


"Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var...


Avrupa'da yasayan vatandaşımız orada yerlere çöp atmıyor ama Kapıkule'den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. Niye burada böyle yapıyorsun diye sorulduğunda, herkes böyle yapıyor diyor. Kendi fikri olmayan insanın duruma göre hareket etmesidir bu.

İkinci hatamız, adama göre davranmamız. Karşımızdaki adam iri yarıysa, 'Buyur Abi', diyoruz, ufak tefekse, 'Ne var lan!' diyoruz. Oysa ki, insanların onuru birbirine eşittir.

Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba millet' diyoruz, değilse surat asıyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasın insanlara saygılı davranmak zorundayız.

Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.

Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?!"

Profesör Üstün Dökmen

14 Haziran 2013 Cuma

"Ve Sıradakini Üzeriz!!!"

Bazen sırtımızı sıvazlayanlar o kadar bize yakın durur ki gözlerimiz varlıklarını alışkanlık hale getirdiği için Onları görmezden gelebiliriz! Aramızdaki mesafe coğrafyası dertlerimiz hüzünleri, mutluluklarımız da sevinçleri olacak kadar birimsiz hale gelir.



"Nasıl olsa hep yanımda!" diyerek Onlara teşekkür etmesi gereken insanlar listesinin arka sayfalarında bekletiriz...   


"Karşılık beklemez!" diye sevgisinin tonunu arttırmak için Onun tarafından üstlenebileceğimiz, öznesi BEN olan temennilerden uzak dururuz:-( Onun sevgi hakkını verirken geç kalmak için yarışır gibi acele ederiz. Bu dostluk yarına da sarkar düşüncesi ile diğerlerini Ona evla sayarız... Sessiz hikayenin özeti; kimseye reva görmediğimizi sandığımız Fiillerin nesnesi en çok Sevenlerimiz oluyor!!!:'-(   

12 Haziran 2013 Çarşamba

Buzlu Kalp!


"Aman ey kasvetli kalbim!
Melankolinin nasıl şiir rengi aldığını gördün mü?
Mesafeler coğrafyasının bir bakışın okşaması ile nasıl geçilip göz ardı edildiğini gördün mü?
Eski acıların birden unutulduğunu gördün mü?
Özgürlüğün, saf boyun eğme anı olduğunu gördün mü?
Aşkın bir hadise değil önceden verilmiş bir randevu olduğunu, ezeli bir anlayış gibi ezelden ebede kadar süreceğini gördün mü?..."

Keşke bu satırları yaşayan şaiirin adını bilseydim:-(



11 Haziran 2013 Salı

Fikrini Yerim:-)

iPad için konulacak yer ararken böyle bir standa nasıl HAYIR denir bilemem:-) Tam bir hanımın hamurlu ellerinden çıkmış belli.


5 Haziran 2013 Çarşamba

Elektrik Aldım!

OMG! Hep böyle bir priz yuvasına sahip olmak istemiştim;-)


Aşkın Formülü

Böyle güzel bir yoruma bir şey eklemem gerek yok sanırım. Keşke hepimiz böyle güzel arkadaşlıklar yaşasak...


4 Haziran 2013 Salı

"İçimde Kalmasın Diye Susuyorum!"

Bazı gerçekleri göstermek için yüksek sesin bizi temsil etmesine karşı değilim ama keşke tencerelerimizin sesi bu derece duyarlılığı her konuda gösterse! Ama ne yazık ki mantık şiddetle ifade edildiğinde haksızlıktan pek bir farkı kalmaz:-( Doğanın yeşil ruhunu savunmak adına birleşmişken milletin malına zarar vermenin içindeki gizli esperi ne?..


1 Haziran 2013 Cumartesi

Ben Aşçıyken...

Bir aradır ciddi mutfak girişimimden sonra arkamdan yediğim cupcake ve pastalar yüzünden kendime mutfaktan uzaklaştırma cezası vermiştim:-( Ama demekki saflığımın cezasını çektim ve özgür olma zamanım gelmiş. Çektim önlüğümü belime ve Alis'in Harikalar Diyarı'na girdim; eskiden milföyle yaptığım kaseleri bu sefer yufka ile hazırladım. İçine de tavada çevirdiğim mantar, kabak, yeşil biber ve tabi ki mutfağın kraliçesi Edam peyniri ile doldurdum:D Yanına steak ve kremalı mantarlı sos... Ama bizimkiler aç olunca hazır fotoğraflarla yetinmek zorunda kaldım.




28 Haziran 2013 Cuma

Ben Demedim Einstein Demiş!


Valla iyi hoş demiş de günümüzde bir çok akademik yerde bu denklem Ego'ya doğru tek taraflı hale gelmiş:-( Bilimin reklamı olmaz diye düşünüyordum ama bu hafta öğrendim ki aslında OLMAZ diye bir kavram yokmuş! Bu devirde pazardaki herşeyin müşterisi var!

27 Haziran 2013 Perşembe

II. Hanııım! Saatçi Geldi!

Böyle yaratıcı fikirler bana niye uğramıyor ki anne?!:'-(







26 Haziran 2013 Çarşamba

Transparanlığını Yirim:-)

Eğitim hayatım boyunca ne yaz okuluna gittim ne de yazlık okul disiplininden haz aldım. Ama üç senedir hangi akademik fikri korumaya çalışıyorsam artık, havanın sıcaklığı 40 dereceyken bile ve yapılacak hiç bir şeyim yokken dımdızlak okulda bekçi gibi bulunmak zorundayım! A. Bey beni görmeyince kahroluyor olsa gerek ki  bulduğu her fırsatta "seni her gün okulda istiyorum!" diyor. Bir bakalım Okul bunu istiyor mu acaba? Ya da ninemle yaşıt olmak üzere olan Ben bunu yaparken keyif alıyor muyum? Kim takmış ki bunları!!!:-( 
Keşke herkes bu kelebekler kadar şeffaf olsu!














25 Haziran 2013 Salı

Bir Doz Aşkla Dünya Nasıl Olurdu Acaba?


Benim savunduğum ideolojinin videoya çevrilmiş hali:-) Sen kendi üstüne düşeni yap diğerlerinden görevinin farkında olmaması çok da önemli değil aslında. Şairimin de dediği gibi "vicdan Allah'ın sesidir!" onu duymazlıktan gelsen de asla susturamazsın.

24 Haziran 2013 Pazartesi

I.Hanııım! Saatçi Geldi!

Çöpün böyle yarayışlı hallerini seveyim:D






Sensiz Hayat...

Sim Simciğim, başka adı emektar iPad'ım bağımsızlığını ilan edip bensiz doğu avrupa turuna çıktı! Ben de bir süreliğine Pinterest'siz, bussu'suz ve AZ oyunlu hayata dönmek zorunda kaldım:-) Şu an canım George'umun (Laptopum) ne çektiğini daha iyi anlıyorum! Gerçi o benim günlük web gezilerimden görsel medyaya hizmet ederek terfi etti;-); TV'ye bağlayıp uluslararası yayınlara açtım. Umarım Sim Sim bir an evvel güzel hatıralarla geri gelir:-) 




21 Haziran 2013 Cuma

'Bazen' Biriktiriyorum!

Bazen arkadaşlık Sınıf, biz de inancımızın boyutuna göre Sevgi sıralarına dizilmiş öğrencilerden farksız oluruz! Muhabbetimizin ağırlığına göre aralıklarla sınavlara tabi tutuluruz; kimimizin sevgisi tüm sınıftakileri geçirecek kadar kılavuzluk yapar diğerlerine. Bazılarımız ise, sınıfı geçene kadar arkadaşlığı kopya çekmek için kullanır! Bazen kendimizi sınava çekip sınıfta bırakırız, bazen de Arkadaşlık bu sınavlarda sıfır çeker! Ne yazık ki, bazen de biz ile arkadaşlık mezun olurken arkadaş sandıklarımız yerinde sayar:-(
Kimi zaman sınavlarda biriktirdiğimiz şüpheler beyaz günlerimizi karartır. Bazen de sevgimiz karşısında bize hediye verilen yıldızlar gecelerimizi aydınlatır... 


16 Haziran 2013 Pazar

İnsan Nimet mi?


"Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var...


Avrupa'da yasayan vatandaşımız orada yerlere çöp atmıyor ama Kapıkule'den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. Niye burada böyle yapıyorsun diye sorulduğunda, herkes böyle yapıyor diyor. Kendi fikri olmayan insanın duruma göre hareket etmesidir bu.

İkinci hatamız, adama göre davranmamız. Karşımızdaki adam iri yarıysa, 'Buyur Abi', diyoruz, ufak tefekse, 'Ne var lan!' diyoruz. Oysa ki, insanların onuru birbirine eşittir.

Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba millet' diyoruz, değilse surat asıyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasın insanlara saygılı davranmak zorundayız.

Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.

Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?!"

Profesör Üstün Dökmen

14 Haziran 2013 Cuma

"Ve Sıradakini Üzeriz!!!"

Bazen sırtımızı sıvazlayanlar o kadar bize yakın durur ki gözlerimiz varlıklarını alışkanlık hale getirdiği için Onları görmezden gelebiliriz! Aramızdaki mesafe coğrafyası dertlerimiz hüzünleri, mutluluklarımız da sevinçleri olacak kadar birimsiz hale gelir.



"Nasıl olsa hep yanımda!" diyerek Onlara teşekkür etmesi gereken insanlar listesinin arka sayfalarında bekletiriz...   


"Karşılık beklemez!" diye sevgisinin tonunu arttırmak için Onun tarafından üstlenebileceğimiz, öznesi BEN olan temennilerden uzak dururuz:-( Onun sevgi hakkını verirken geç kalmak için yarışır gibi acele ederiz. Bu dostluk yarına da sarkar düşüncesi ile diğerlerini Ona evla sayarız... Sessiz hikayenin özeti; kimseye reva görmediğimizi sandığımız Fiillerin nesnesi en çok Sevenlerimiz oluyor!!!:'-(   

12 Haziran 2013 Çarşamba

Buzlu Kalp!


"Aman ey kasvetli kalbim!
Melankolinin nasıl şiir rengi aldığını gördün mü?
Mesafeler coğrafyasının bir bakışın okşaması ile nasıl geçilip göz ardı edildiğini gördün mü?
Eski acıların birden unutulduğunu gördün mü?
Özgürlüğün, saf boyun eğme anı olduğunu gördün mü?
Aşkın bir hadise değil önceden verilmiş bir randevu olduğunu, ezeli bir anlayış gibi ezelden ebede kadar süreceğini gördün mü?..."

Keşke bu satırları yaşayan şaiirin adını bilseydim:-(



11 Haziran 2013 Salı

Fikrini Yerim:-)

iPad için konulacak yer ararken böyle bir standa nasıl HAYIR denir bilemem:-) Tam bir hanımın hamurlu ellerinden çıkmış belli.


5 Haziran 2013 Çarşamba

Elektrik Aldım!

OMG! Hep böyle bir priz yuvasına sahip olmak istemiştim;-)


Aşkın Formülü

Böyle güzel bir yoruma bir şey eklemem gerek yok sanırım. Keşke hepimiz böyle güzel arkadaşlıklar yaşasak...


4 Haziran 2013 Salı

"İçimde Kalmasın Diye Susuyorum!"

Bazı gerçekleri göstermek için yüksek sesin bizi temsil etmesine karşı değilim ama keşke tencerelerimizin sesi bu derece duyarlılığı her konuda gösterse! Ama ne yazık ki mantık şiddetle ifade edildiğinde haksızlıktan pek bir farkı kalmaz:-( Doğanın yeşil ruhunu savunmak adına birleşmişken milletin malına zarar vermenin içindeki gizli esperi ne?..


1 Haziran 2013 Cumartesi

Ben Aşçıyken...

Bir aradır ciddi mutfak girişimimden sonra arkamdan yediğim cupcake ve pastalar yüzünden kendime mutfaktan uzaklaştırma cezası vermiştim:-( Ama demekki saflığımın cezasını çektim ve özgür olma zamanım gelmiş. Çektim önlüğümü belime ve Alis'in Harikalar Diyarı'na girdim; eskiden milföyle yaptığım kaseleri bu sefer yufka ile hazırladım. İçine de tavada çevirdiğim mantar, kabak, yeşil biber ve tabi ki mutfağın kraliçesi Edam peyniri ile doldurdum:D Yanına steak ve kremalı mantarlı sos... Ama bizimkiler aç olunca hazır fotoğraflarla yetinmek zorunda kaldım.




.

 
blogger template by arcane palette